10815,98%-0,31
40,68% 0,02
47,15% 0,12
4413,45% -0,16
7055,94% 0,00
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, 3. Birleşmiş Milletler Denize Kıyısı Olmayan Gelişmekte
Olan Ülkeler Konferansı’nda Türkiye Ulusal Beyanı’nı sundu. Bakan Uraloğlu,
“Orta Koridor’un etkin kullanımı denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerin
sürdürülebilir kalkınma çabalarına yüksek katkı sağlayacaktır.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, Türkmenistan’da düzenlenen 3. Birleşmiş Milletler Denize
Kıyısı Olmayan Gelişmekte Olan Ülkeler Konferansı’nda Türkiye Ulusal Beyanı’nı
sundu. Bakan Uraloğlu, “3. Birleşmiş Milletler Denize Çıkışı Olmayan Gelişmekte
Olan Ülkeler Konferansı, denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerin
gelecek on yıldaki kalkınma gündemlerinde çok önemli bir noktayı temsil
etmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Çok Taraflı Eyleme
Değer Atfetmektedir”
Ticaret savaşlarından pandemiye,
silahlı çatışmalardan insani krizlere, jeopolitik rekabetten iklim
değişikliğine; bugün yerkürenin her tarafında meydana gelen bir krizle karşı
karşıya olduklarını belirten Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hiçbir ülke bu sınamaları tek
başına yüklenemez ve yüklenmemeli de. Bu nedenle, Türkiye çok taraflı eyleme
değer atfetmekte ve uluslararası eşgüdüm ve işbirliğinin yol göstericisi olarak
Birleşmiş Milletler’in merkezi rolünü kabul etmektedir.”
“Transit Ülkeler ile Denize
Çıkışı Olmayan Ülkeler Arasında Daha Yakın İşbirliği Sağlanmalıdır”
Son dönemdeki gelişmelerin bir
kez daha ulaştırmanın ve sürdürülebilir tedarik zincirlerinin stratejik önemini
ortaya koyduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, “Denize erişimin olmaması ticarete ek
maliyetler getirmekte, ihracatçı ülkelerin kâr marjlarını düşürmekte ve pazara
ulaşımını da engellemektedir. Denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerin
karşılaştığı coğrafi dezavantaj yalnızca ulaştırmaya yönelik entegre, kombine
ve sürdürülebilir bir yaklaşımla aşılabilir. Transit ülkeler ile denize çıkışı
olmayan ülkeler arasında daha yakın işbirliği sağlanmalıdır.” açıklamasında
bulundu.
Asya, Avrupa ve Afrika’nın
kesişiminde bulunan Türkiye’nin, çok modlu ulaştırma koridorlarına büyük önem
verdiğini de dile getiren Bakan Uraloğlu, “Gelişmiş altyapımız ve kapasitemiz,
küresel bağlantısallığa stratejik bir merkez kazandırmaktadır. Hazar Geçişli
Doğu-Batı-Orta Koridor Girişimi küresel ticarete verimli ve etkin bir
alternatif sunmaktadır.” şeklinde konuştu.
Söz konusu koridorun, Asya ve
Avrupa arasında kesintisiz bağlantısallık kurmak amacıyla, Çin’den başlayıp
Orta Asya ve Kafkaslardan geçerek Avrupa’ya uzandığını belirten Uraloğlu,
“Hızlı ve güvenli bir güzergâh olarak Orta Koridor’un etkin kullanımı denize
kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma çabalarına
yüksek katkı sağlayacaktır. Ayrıca, gümrük idareleri arasında kapsamlı
işbirliği ve gümrük süreçlerinin basitleştirilmesi çok daha büyük bir ticaret
hacmi oluşturacaktır.” dedi.
“Kimseyi Geride Bırakmadan,
Bugünün Sayısız Sorununu Aşmak İçin Etkin Çok Taraflılığı Uygulamalıyız”
Bakan Uraloğlu, küresel
sınamaların çok katmanlı ve karmaşık olduğunu da belirterek bunlara verilen
yanıtların da öyle olması gerektiğini ifade etti. “Kimseyi geride bırakmadan,
bugünün sayısız sorununu aşmak için etkin çok taraflılığı uygulamalıyız. Bağlantısallığın
ve entegrasyonun aktif destekçisi olan Türkiye, aynı zamanda bu hedefi somut
adımlarla ilerletmede de öncülük etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Haziran 2025’te İstanbul’daki
Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu’nda taahhütlerini daha da ileri
götürdüklerini anlatan Bakan Uraloğlu, “Bazı Afrika ülkeleriyle ulaştırma
bağlantısallığında işbirliğine dair bir Mutabakat Zaptı imzaladık.
Çalışmalarımız neticeye erdiğinde hem bulunduğumuz coğrafyanın yani Orta
Asya’nın Afrika’ya erişimi kolaylaşacak hem de Afrika kıtası yeni coğrafyalarla
bağlanacaktır.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin sadece Afro-Avrasya
bağlamında bağlantısallığa aracılık etmediğine dikkati çeken Bakan Uraloğlu,
“Orta Asya ile Amerika kıtası arasında yer alan ticarete konu taşımalarda da
transit ülke olarak aracılık etmektedir. Küresel ölçekte bağlantısallığa katkı
sunacak konumu ile Türkiye’nin, buradan denize kıyısı olmayan gelişmekte olan
ülkeler ile de benzer düzenlemeler üzerinde çalışmaya hazır olduğunu ilan
etmekten memnuniyet duyuyorum.” açıklamasında bulundu.
“Birleşmiş Milletler Teknoloji
Bankası, En Az Gelişmiş Ülkeler’in Yapısal Ekonomik Dönüşümlerini Teşvik Etme
Noktasında Merkez Noktası Görevi Üstlenmektedir”
Dijital bağlantısallığın ekonomik
büyümenin teşviki ve toplumların dönüşümü için temel nitelikte olduğunun altını
çizen Uraloğlu, başta En Az Gelişmiş Ülkeler olmak üzere, en kırılgan ülkeler
grubunun bilim, teknoloji ve inovasyonu kullanmakta ciddi engellerle
karşılaştığını dile getirdi. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer
verdi:
“Gebze’de ev sahipliğini
yaptığımız En Az Gelişmiş Ülkeler için Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası,
En Az Gelişmiş Ülkeler’in yapısal ekonomik dönüşümlerini teşvik etme noktasında
ve bilim, teknoloji ve inovasyon kapasitelerini güçlendirmede bir merkez
noktası görevi üstlenmektedir. Teknoloji Bankası’nın operasyonel hale gelmesi
aynı zamanda 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi bağlamında bir alt hedefin
ilk defa gerçekleşmesi anlamına gelmektedir.”
Denize kıyısı olmayan gelişmekte
olan ülkelerin yarısının aynı zamanda En Az Gelişmiş Ülke kategorisinde yer
aldığına dikkati çekerek, “Teknoloji Bankası’nın hizmetlerinden ve
projelerinden faydalanmalarını özellikle teşvik ediyoruz. BM Teknoloji Bankası’nın
denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkeler için dönüştürücü bir gündemin
ilerletilmesine önemli katkı sunacağı hususunda şüphe bulunmamaktadır.” dedi.
Avaza Eylem Programı’nın (APoA),
uluslararası camia olarak denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkeler için
sürdürülebilir kalkınmasına olan bağlılığı teyit eden bir yol haritası görevi
görmesi gerektiğini vurgulayan Uraloğlu, Türkiye’nin En Az Gelişmiş Ülkeler ve
denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma
çabalarını destekleme ile daha gelişmiş bağlantısallığa yönelik güçlü
bağlılığını yineledi.