9668,36%1,33
38,81% 0,36
43,29% -0,25
3996,59% -0,90
6506,72% 0,56
Geçim derdi büyüyor, adalet duygusu zayıflıyor, insanlar konuşmaktan çekinir hale geldi.
Ama hâlâ umut var.
Bu çıkmazı hukuk içinde kalarak aşmak mümkün.
Meclis’te muhalefet partileri — CHP, İYİ Parti, Saadet, Gelecek ve DEVA — toplamda 180’in üzerinde milletvekiline sahip.
Anayasa’nın 78. maddesi çok açık:
Eğer milletvekillerinin %5’i, yani en az 30 kişi istifa ederse, boşalan koltuklar için ara seçim yapılması gerekir.
Peki 30 değil de 180 milletvekili istifa ederse ne olur?
Bu, teknik olarak Meclis’i dağıtmaz ama fiilen çalışamaz hale getirir.
Halkı temsil etmeyen bir Meclis’in meşruiyeti tartışılır hale gelir.
Ve bu durumda, iktidar üzerindeki siyasi ve toplumsal baskı artar.
Cumhurbaşkanının erken seçim kararı alması güçlü bir olasılığa dönüşür.
Bu bir anayasa dışı durum değil.
Aksine, milletin yeniden karar verebilmesi için öngörülmüş, yasal bir yoldur.
Geçmişte siyasetçiler bunu “Sine-i millete dönmek” diye tarif ederdi.
Yani, “halkı yok sayan bir düzenin içinde durmayız, tekrar millete gideriz.”
Bugün o noktadayız.
Ekonomi çökmüşken, gençler umutsuzken, halk her gün aşağılanırken,
siyaset koltuk değil, sorumluluk yeri olmalıdır.
Bu partiler böyle bir adım atarsa:
• Meclis yeniden milletin sesi olur,
• Sandığın yolu açılır,
• İnsanlar korkmadan konuşur, yazı yazar, eleştirir.
Bu yazı bir çağrı değil, bir hatırlatmadır:
Millet isterse, anayasa izin verirse, erken seçim hemen yapılabilir.
Gecikirse ne olur?
Bugünün sessizliği, yarının büyük bedeli olur.
Ama cesaret gösterilirse, bu millet yeniden ayağa kalkar.
İstifa edecek 180 milletvekiline, yapılacak ilk seçimde partileri tarafından yeniden milletvekili adayı gösterileceklerine dair açık ve net taahhüt
verilmelidir...!
Bu sadece siyasi değil, ahlaki bir güvence anlamına gelir.
Milletin yeniden sözüne başvurulurken, emek veren vekillerin de yalnız bırakılmaması gerekir.
Doğukan Tavuk
UBA HABER MERKEZİ