10850,23%-3,81
41,16% 0,11
48,02% -0,23
4614,27% 0,53
7402,34% 1,10
Bu manzara sıradan bir doğa olayı değil; bilinçli bir müdahalenin, küresel bir oyunun parçasıdır. Yağmur kesildiğinde sadece toprak kurumaz; milletin umudu, ormanın nefesi, geleceğin bereketi de elinden alınır.
Yağışlar durdu, orman damarlarını kaybetti. Nemini yitiren ağaç, kıvılcım bekleyen barut fıçısına döndü. Küreselcilerin eliyle gökten alınan yağmur, yeryüzünde büyük yangınlara dönüştü.
Üstten bulutlar çalınırken, alttan maden sahalarıyla doğanın damarları kesildi. Yeraltı suları çekildi, orman iki ateş arasında bırakıldı. Yukarıdan gökyüzü boşaltıldı, aşağıdan toprak kurutuldu.
Tam da bu sırada yangın söndürme filosu çürümeye terk edildi. Milletin güvendiği uçaklar hangarlarda paslandı. Halk çıplak elleriyle alevlere karşı durdu; kovalarla, küreklerle ateşi bastırmaya çalıştı. Gökyüzünde devletin kanatları yoktu. Bu tablo ihmal diye açıklanamaz; göz göre göre açılan bir zaafiyet alanıydı.
Yangın yalnızca ağaçları değil, toplumun güven duygusunu da yaktı. Evler boşaldı, köyler terk edildi, insanlar göç yollarına düştü. Bu yalnızca bir çevre felaketi değil, toplumsal bir travmadır. Halk kendini savunurken yönetim uyudu; bu yara uzun yıllar hafızada kalacak.
Ve bütün bu zincirin üstüne küresel prangalar eklendi. Paris Anlaşması, AB Yeşil Mutabakatı… Kağıt üzerinde çevreyi koruma iddiası taşıyorlar. Gerçekte ise tarımı zincire vuruyor, üretimi küresel tekellere teslim ediyor, insanlığı açlığa ve ölüme sürüklüyorlar. Karbon vergisi, üretim kotası, enerji sınırlaması… Hepsi aynı planın farklı yüzleri. Bu anlaşmalar doğayı değil, insanı boğuyor.
Bulutların çalınması, yağmurun engellenmesi, ormanın kurutulması, yeraltı kaynaklarının tüketilmesi, yangınların çoğalması, filonun çürütülmesi, halkın yalnız bırakılması ve küresel prangaların dayatılması… Bunların hiçbiri tesadüf değildir. Aynı elin, aynı planın eseridir.
Türkiye bu oyunu görmek, zinciri kırmak ve kendi gökyüzünü, kendi suyunu, kendi ormanını savunmak zorundadır. Çünkü gökyüzünü kaybeden, vatanını da kaybeder.
Çetin Ay
Solingen