10372,04%-0,10
41,32% 0,08
48,48% -0,05
4843,95% 0,33
7896,98% 0,73
Son günlerde artan davalar ve siyasi baskılar,
“geleceğe dair daha büyük bir plan mı var?”
sorusunu gündeme taşıyor.
Ankara kulislerinde konuşulanlara göre belediye başkanları üzerindeki baskıların nedeni sadece bugünü kontrol etmek değil. Asıl hedef, muhalefeti dağıtarak Türkiye’nin geleceğini şekillendirmek.
Siyasi gözlemcilere göre senaryo şöyle özetleniyor:
Muhalefet parçalanıyor.
Belediye başkanları tek tek saf dışı bırakılıyor.
Ortaya tek parti düzenine yakın bir tablo çıkıyor.
Böyle bir durumda “Erdoğan sonrası dönem” güçlü bir hükümetle değil, zayıf ve dağınık bir iktidarla karşılanacak. Çünkü güçlü bir hükümet geçmişin hesabını sorabilir. Ama parçalanmış bir siyaset, yanmış bitmiş bir düzenin içinde boğulur, hesap sormaya fırsat bulamaz.
Üstelik Türkiye aynı anda dışarıda bir savaşa sürüklenirse tablo daha da ağırlaşır. Yeni gelen iktidar bütün enerjisini dışarıya harcar; içeride “kim ne yaptı, hangi yolsuzluklar yaşandı” diye sorgulama yapılmaz. Savaş ortamı iktidarı “kahraman” gösterir ve hesap sorulması tamamen gündemden düşer.
Yorumculara göre bugün açılan davalar ve kurulan baskılar sadece bugünü değil, yarını da dizayn etme amacını taşıyor. “Giderken bile hesap verilmesin, gelecek ipotek altına alınsın” düşüncesi, Ankara kulislerinde en çok konuşulan ihtimallerden biri.
Belediye Başkanları
Siyasi atmosferde belediye başkanlarının önünde üç seçenek var:
Koltuğa tutunup sessiz kalmak.
Görevden çekilmek.
Ya da “ne olursa olsun mücadele edeceğim” diyerek direnmek.
Ancak kamuoyu, partisini değiştiren ya da baskıya boyun eğen belediye başkanlarını olumlu karşılamıyor. Toplumda bunun adı farklı olsa da vicdanlarda tek kelimeyle karşılık buluyor: Ayıp.
Ne trafikte, ne siyasette hiç kimse yüzde yüz haklı değildir; ama hiç kimse de yüzde yüz suçlu değildir. Önemli olan kuralları kimin koyduğudur. Eğer kuralı adalet değil de keyfi güç koyuyorsa, orada hukuk değil, baskı vardır.
Türkiye’nin önüne bırakılmak istenen tablo nettir:
Muhalefetin çökertilmesi.
Güçlü bir hükümetin engellenmesi.
Hesap sorulamaması.
Arkada enkaz bırakılması.
Yanlış da yapsanız, mücadele eden onurlu kalır. Sessizce teslim olan ise tarih önünde kaybeder.
Çetin Ay
BWA / BAŞKANI